top of page
  • Yazarın fotoğrafıDr. Özkan Düzçeker

Tiroid Hastalıkları



Tiroid bezinin ürettiği T3 ve T4 hormonları vücudumuzda bulunan tüm organ ve sistemlerin temel fonksiyon düzenleyicisidir. Az veya çok çalışması birçok yakınmanın ortaya çıkmasına neden olabilir. Kadınlarda daha sık tiroid hastalığı ile karşılaşıyoruz. Birçok bulgunun nedeni olabileceği bilgisi ile hastalarımız tarafından sıklıkla suçlanan ve gündeme getirilen bir bez olan tiroidi daha yakından tanımalıyız. Tiroid hastalıklarında laboratuar verileri çok önemli olmakla birlikte, bu verilerin kişinin yakınmaları, fizik muayene ve gerektiğinde radyolojik tetkiklerle desteklenmesi ve tedavinin kişinin yaş, eşlik eden hastalıkları ve ilaç etkileşimleri göz önünde bulundurularak yapılması gerekir.


Tiroid bezi üretim sürecini kontrol eden beyindeki hipofiz bezidir ve bunu TSH olarak kısalttığımız Tiroid Stimulan Hormon aracılığı ile yapar. Normal koşullarda hipofizden salgılanan bu hormon tiroid bezini uyarır ve T3, T4 hormon yapımı gerçekleşir. Başta bellek olmak üzere sinir sisteminin normal faaliyet göstermesi, kalp hızı, sindirim sistemi, vücut ısı dengesi, organların gelişmesi ve yenilenmesi, bağışıklık sisteminin güçlü kalması, annede gebelik oluşması ve anne karnında bebeğin fiziksel, zihinsel gelişimi gibi birçok süreç direk olarak tiroid hormonlarının etkisi altındadır.


Tiroid hastalıklarını fonksiyonel ve yapısal bulgulara göre değerlendirmeli ve tedavi seçeneklerini daha önce de belirttiğim gibi birçok veri desteğinde planlamalı ve sürdürmeliyiz. Bu yönde hazırlanmış kılavuzlar, başta Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği’nin düzenli her yıl yayınladığı tedavi kılavuzu olmak üzere, bizim en önemli kaynaklarımız olmalıdır.

Guatr tanımı, yanlış terminolojik kullanım ile, tüm tiroid hastalıklarını tanımlamada hatalı olarak kullanılagelmiştir. Aslında guatr yapısal olarak normalden daha büyük hacme ulaşmış tiroid bezi demektir. Diffüz guatr yani içinde nodül olmaksızın yaygın büyümüş bez veya tekli/çoklu nodül içeriği ile nodüler guatr olabilir. Yani tiroid bezi normalden büyükse guatr olarak tanı konmalıdır. Tiroid bezinin hacmi ile T3, T4 hormon üretimi arasında birebir ilişki yoktur.

Tiroid bezinin salgıladığı hormon miktarı genelde hastalığa ait semptomların temelini oluşturur. Tiroid bezinin salgı fazlalığı ile gelişen duruma hipertiroidi, yetersiz salgı haline ise hipotiroidi deyimlerini kullanıyoruz.


Hipertiroidi belirtileri:

  • Çarpıntı(nabızda yükseklik, düzensizlik şeklinde olabilir)

  • Aşırı ve geçmişe oranla daha fazla terleme

  • Sinirlilik, huzursuzluk, uyku bozukluğu

  • Kilo kaybı (istemsiz)

  • Titreme (özellikle ellerde)

  • Nemli, sıcak ve incelmiş deri

  • Sıcak ortama intolerans

  • Uzamış diyare

  • Göz kapaklarında kapanma sorunu ve büyümüş göz

  • Saçlarda incelme ve dökülme

  • Hipertansiyon

  • Adet dönemlerinde düzensizleşme


Hipotiroidi belirtileri:

  • Halsizlik

  • Kansızlık

  • Kilo artışı(metabolizma yavaşlamasına bağlı su içsem yarıyor hali!)

  • Unutkanlık artışı

  • Ödemli vücut (yaygın ve miksödem dediğimiz bu hastalığa has bir ödem türü)

  • Kabızlık

  • Adet görememe, gebe kalmada sorunlar

  • Kaba görünümlü ve kuru cilt

  • Saçlarda kuru ve cansız görünüm

  • Soğuk intoleransı

  • Depresyon

  • Nabızda düşüklük

Hipotiroidi toplumda sık görülen bir durumdur. Genel nüfusta oran tüm yaşlarda %1 iken, 60 yaş ve üzerinde bu oran %5 seviyesine çıkar. Hastaların büyük kısmını (%85) kadın hastalar oluşturur.


Meydana getirebilecekleri klinik ve laboratuar bulguları çok fazla çeşitlilik gösterse de, tiroid hastalıklarına iyi bir öykü, sistem sorgulaması ve doğru, hedefe yönelik tetkik istemleri ile kısa sürede tanı konabilir ve etkin yaklaşımla çözüm üretilebilir.


İlerleyen günlerde tiroid hastalıkları arasında son dönemde adını sıkça duyduğunuz “Hashimoto Hastalığı” ve diğer otoimmün tiroid hastalıklarına ilişkin ayrıntılı bilgiler paylaşmayı planlıyorum.

258 görüntüleme
bottom of page